BMW 7 Serisi bir süredir görüntülenmesinin ardından resmi olarak tanıtıldı. Markanın lüks sedanlarının en üst noktası olan otomobil ilk olarak 1977 yılında piyasaya çıkmasının ardından 1986, 1994, 2001 ve 2008 yıllarında yenilenmişti.
Daha önce tasarımıyla ilgili yorumlarımızı belirttiğimiz araç BMW’nin hafif dayanıklı bileşke materyalleri seri üretim otomobillerinde kullanma politikasının bir başlangıcı olarak karbonfiber, çelik, aluminyum, magnezyum ve plastiğin de kullanıldığı bir yapıda ve öncekine göre 130kg kadar daha hafif; bu da onu sınıfının en hafif otomobillerinden birisi yapıyor. Standart model 5.098mm unzunluk, 1.092mm genişlik ve 1.467mm yükseklikle 3.070mm aks aralığına sahip olurken uzun versiyon için bu boyutlar 5.237mm x 1.902mm x 1.479mm ile 3.210mm aks aralığı olarak daha ferah bir arka oturma alanına imkan veriyor.
BMW’nin bayrak gemisi 7 Serisi’nin sızıntıları daha önce de kendine sitemizde yer bulmuştu. Bu sefer resmi fotoğrafların sızdırılmasıyla araç artık iyiden iyiye belli oldu diyebiliriz.
Klasik BMW çizgilerine kavuşmuş bu büyük sedan markanın konfor anlayışını yansıtıyor. Özellikle ön kısımda böbrek ızgaralarla birleşen kızgın görünümlü farlar altta büyük hava girişleriyle sportif bir bakış sunarken yan kısımdaki büyük metal çıta aracın konfor anlayışını temsil ediyor. Arka kısım da bu sportiflikten nasibini almış.
Toyota’nın lüks kanadı Lexus resmi olarak Türkiye pazarına giriş yapıyor.
Marka 21 Mayıs’ta kapılarını basına açacak olan Autoshow İstanbul’la birlikte ürün gamını sergilerken 2015’in son çeyreğinde de ilk galerisini açacak. Lexus Avrupa’nın başındaki isim Alain Uyttenhoven buna sebep olan unsurun Türkiye’deki lüks otomobil pazarının yıllık 80.000 olan satış hacminin 100.000’in üstüne çıkmasıyla Avrupa’da 7.’liğe yükselmesi olduğunu belirtirken Toyota Türkiye Pazarlama ve Satış AŞ CEO’su Ali Haydar Bozkurt da ülkemizde Lexus’a uzun zamandır bir talep olduğunu, yenilenen ürün gamıyla birlikte gelen 2.0 litre turbo motorların da -vergi avantajıyla- Lexus’un Türkiye’ye gelmesi için uygun zamanı işaret ettiğini vurgulamış.
Cadillac lüks segmentte BMW, Audi gibi markaların bayrak gemisi tabir ettiğimiz modellerine de rakip olacak bir otomobille karşımızda.
Markaya göre lüks kavramını performans ve çeviklikle birleştireceği düşünülen CT6, 1.678kg’la Mercedes E ve BMW 5 Serisi’nden hafif bir araç olmasına rağmen 3.109mm aks aralığıyla da BMW 7 Serisi’nin 3.070mm’lik aks aralığına kafa tutuyor.
Önde Cadillac kimliğini kalkan şekilli bir ızgarayla taşıyan bu 5 metrelik otomobil LED’li farlarının yanlardan alttaki sis farlarına uzanmasıyla ilginç bir görünüme sahip. Farlar arka stoplarla yanda yükselen bel çizgisiyle birleşirken mevcut stoplar da LED’li ve yanlardan aşağı doğru uzanıyor. Kıvrımlı hatlar taşımayarak ciddiyetini ve sınıfını vurgulayan araçta kapı kolları, 18, 19 veya 20 inç çapında sunulan jantlar ve cam çerçeveleri kromajlı bir yapıda.
Range Rover en üst seviye lüks seçeneklerle gelecek olan modeli SVAutobiography’yi tanıttı. Markanın “Special Vehicle Operations” (Özel Araç Operasyonları) birimi tarafından hazırlanan otomobil özel lüks seçenekleri sunuyor.
Genel hatları diğer modellerle aynı olan SUV, ızgaradaki metal parçalar, iki renk hazırlanmış gövde ve ince işçilikle kullanılmış olan metallerin ışıltısıyla farkını belli ediyor. 22 inç çapında lastikler üzerinde giden araçta bagajda kaliteli ahşap ve metallerden oluşan sürgülü bir kısım ve bunun üzerine yerleştirilen katlanır dış mekan sandalyeleri bulunuyor.
Mercedes denince aklımıza lüks sedanlar geliyor. Bu model çeşitliliğinde dahi S, E ve C serileri olmadan bir Mercedes düşünmek mümkün değil.
Markaların tasarım dillerini, birbirine benzer ancak boyutları farklı modellerle vurguladığı günümüzde Mercedes de araçlarında benzer yüzler kullanırken özellikle son seride C ve S Serileri’nin benzerliği neredeyse şaşırtıcı derecede. Ancak bu benzerliğin dışında kalan bir seri de mevcut; en azından şimdilik.
Mercedes’te W210 kasa kodlu E Serisi 1995’ten beri abi ve kardeşinden farklı, yuvarlak farlı yüzüyle daha farklı zevklere hitap eden bir model. 2002 yılında W211 koduyla güncellenen otomobil yine ikişer çift yuvarlak farını korurken tasarımı daha kıvrımlı hatlara kavuşmuştu. W212‘de birbirinden ayrı ikişer çift far dursa da bunlar yuvarlaklıklarını kaybettiler, ve son olarak kasanın 2013’te makyajlanmasıyla birbirinden ayrı farlar da yerini LED ile ayrık görünümü verilmiş yeni nesil farlara bıraktılar.
Mercedes şimdi kamuflajlı fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla serinin bu özgünlüğünden sıkılmış görünüyor. 2016 yılında piyasaya çıkacağı düşünülen W213 İskandinavya’daki soğuk ortam testleri esnasında görüntülenmiş.
Aracın şimdiki serinin aksine kavisli tavanı, önde nispeten biraz daha küt burnu ve arkaya doğru yükselip alçalan eğimli bel çizgisi güncel S ve C Serileri’ne büyük benzerlik taşıyor. Her ne kadar kamuflajlı olsa da bagaj kapağının şekli ve arka far tasarımı diğer iki seriyle büyük benzerlik içerir şekilde ve serinin kendine has tasarım dilinden vazgeçildiğini gösteriyor. Aracın ön yüzündeki farlar da nispeten markanın diğer lüks sedanlarına benzese de LED’lerle yine ikişer çift far görünümü verilip aracın en azından yüzünde özgün bir karakter şekillenecek mi bunu daha sonraki kamuflajsız görüntülerde görmek mümkün olacak.
Bu yılın en önemli fuarlarından Cenevre Otomobil Fuarı’nın sonlarına yaklaştık. Şüphesiz fuar sona ermeden önce bahsedilmesi gereken otomobillerden birisi de efsane otomobillerin efsane tasarımcısı Giurgetto Giugiaro‘nun başında bulunduğu Italdesign‘in GEA konsepti.
Teknolojinin gitgide otomobillerle içiçe geçmesi, otonom sürüş üzerine yapılan çalışmalar ve lüks algısının gitgide otomobilin kontrolünü de bilgisayarlara bırakmaya kayması sonucu GEA konsepti de üstteki bu kavramlar çerçevesinde şekillenmiş.
Cenevre Fuarı‘nda farklı modellere önizleme olabilecek konseptlerden birisi de Bentley tarafından sergilendi. Markanın iki koltuklu bir spor otomobille geleceğe bakışı olarak yansıtılan araç Bentley’nin şu anki modellerinden daha küçük ve firmanın büyük konforlu coupe’ler yerine daha küçük sportif sınıfa hitap edebileceğini işaret etmesi açısından da heyecan verici.
Markanın bayrak gemisi coupe’lerinin boyutlarının ufaltılmasıyla ortaya son derece ideal bir spor otomobil tasarımı çıkmış. Önde klasik çapraz desenli Bentley ızgarası 3 boyutlu metal yazıcıyla üretilmiş ve altta gündüz farlarını da taşıyan havalandırmayla birlikte soğutma girişi görevini üstleniyor. Diğer modellerle benzerlik gösteren büyüklü küçüklü yuvarlak farların çevresi LED ile süslenmiş. Arka tekerleklerle birden yükselen bel çizgisi otomobile Amerikan Musclecar’larda olduğu gibi bir hava veriyor ancak oval farların alçağa konumlandırılmasıyla sportif görünümden biraz feragat edilmiş. Arkadaki 2 adet oval egzoz, yanda büyük motor soğutma çıkışları ve 5 kollu alaşım jantlar otomobile spor görünüm katan diğer unsurlar.