Toyota, GT86’yla gündeme getirdiği tarzdan memnun olmuş olacak ki bir de bu aracın daha kompakt boyutlarda olanını sürücülerle buluşturmaya hazırlanıyor.
Tokyo Otomobil Fuarı’nda sergilenecek olan S-FR, 2+2 kişilik, önden motorlu arkadan itişli bir spor coupe. Abisi GT86’dan pay çalmaması için şirinliği her yönüyle vurgulanmış araç 4 metreden kısa; toplamda 3.990mm uzunluk, 1.695mm genişlik ve 1.320mm yükseklikle sınıfını çok rahat vurgular nitelikte.
Araç önde agresiflikten uzak bir ızgara, çatık kaşlı olsa da sevimli görünen farlara ve coupe de olsa minik otomobillerin oranlarına sahip. Bunun yanında gerek farlar, gerek ızgaralar, gerekse de jantlarda ayrıntılar güzel tasarlanmış ve otomobili özenli ve şık gösteriyor.
Elektrikli otomobillerdeki tasarruf odaklı naif anlayışı 100km/sa’e 3 saniyenin altında erişen otomobillerle darmadağın eden öncü firma Tesla bu sefer de uzunca bir süredir beklenen SUV’siyle karşımızda.
Ön kısımda marka yüzünü aynen taşıyan araç arkadaki kafa mesafesi ve 3 sıralı oturma düzeni dolayısıyla arka kısımda şişkin görünüyor. Kısa bitişli bagaj kapağı ve diğer Tesla’lardaki gibi bir arka tasarıma sahip Model X’te hıza göre aktifleşen bir spoyler bulunuyor. Aracın en şaşırtıcı yönü ise martı kanadı formundaki arka kapıları. Açılırken diğer martı kanat kapılı otomobillerdeki kadar mesafe istemeyen bu kapılar araca girişi kolaylaştırıyor ancak dar park alanlarında sorun olabilir. Özellikle 3. sıranın varlığı düşünülecek olursa bu seçenek yine de mantıklı gibi duruyor.
Opel, yakışıklı küçüğü Adam’ın üstünü ROCKS ile açtıktan sonra S takısıyla da daha sportif bir versiyonunu sunuyor.
Dış tasarımı ilgi çekici detaylarla bezeli bu model Adam ROCKS ve S’lerin tasarım detaylarını almış ve birleştirmiş. Çamurluk, ön ve arka tamponlarda siyah plastik malzeme sunarken bu kısımlardaki metal parçalar güzel bir kontrast oluşturmuş. İsteğe göre 18 inç sipariş edilebilen 17 inçlik jantları da çift renkli olan 3,75 metre uzunluğundaki Adam açılabilir bez tavanın kenar çerçeveleriyle birlikte A ve C sütunlarında da gövde renginden farklı bir renge yer vererek renkli kişiliğini vurguluyor. Standart ROCKS’a göre 15mm alçaltılmış olan araçta kapı kollarını da içine alan kıvrım ve arkada sabit spoyler dikkat çekici ayrıntılar.
Ford’un MPV’si Galaxy ülkemizde de satılan 7 kişilik pratik araçlardan. Otomobil, yapılan güncellemeyle 2016 yılı itibariyle markanın güncel modellerine daha fazla benzeyecek bir tasarıma kavuştu.
S-MAX’in daha hacimli ve 7 kişilik olanı diyebileceğimiz model sınıfı gereği kutu gibi bir tasarımla boyutlarından en fazla hacmi elde etmeye çalışıyor. Ön yüzü değişikliklerle güncel Ford modellerine benzeyen ve daha şık görünen aracın yan ve arka taraflarında ise bu değişiklikler son derece kıstlı tutulmuş. Önde büyük ve köşlere taşan farların altında enine gündüz farları mevcut. Bunun dışında bu sadeliğe aykırı herhangi bir tasarım unsuru bulunmuyor.
Normalde modifiye haberlerine pek yer vermiyoruz ancak mevzubahis model Porsche’nin efsane gran tourer’ı Turbo S’se durum değişebilir.
Alman üreticinin 560 beygir güce ve 750Nm torka sahip bu konforlu sporcusu zaten yeterince güçlüyken yine Alman menşeili tuning firması McChip-Dkr tarafından görsel ve donanımsal modifiyeler eklenerek tam bir canavara dönüşmüş.
Süper sporlar dünyası karışık. 400 ve 500 derken şimdi de üreticiler hiper sporlarının altında konumlandırdıkları giriş modellerinde de 600 beygirleri görür oldular. Son olarak piyasaya çıkan Ferrari 488 GTB ve McLaren 675LT bunların ilk akla gelen örnekleri.
Yalnız bu güçlenmeler esnasında daha alt(!) kategorileri de bış bırakmamak gerekiyor. McLaren bir süredir daha küçük olacak ve sızdırılan görüntülerden anlaşıldığı kadarıyla P1’in tarzını taşıyacak olan, 500 beygir seviyesine hitap edecek bir model çıkarmaya hazırlanıyor.
3 Nisan-12 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek New York Otomobil Fuarı’nda sergilenmesi beklenen otomobil firma tarafından Sports Series olarak anılıyor ve daha günlük kullanıma uygun tarzıyla Porsche’nin Turbo, Turbo S gibi gran tourer’larına rakip olabileceği marka CEO’sunun da ağzından belirtiliyor. Henüz birkaç fotoğraf hariç elimizde görüntü bulunmasa da modelin 3,8 litre hacminde çift turbolu bir V8’den besleneceği söylenenler arasında.
Mercedes denince aklımıza lüks sedanlar geliyor. Bu model çeşitliliğinde dahi S, E ve C serileri olmadan bir Mercedes düşünmek mümkün değil.
Markaların tasarım dillerini, birbirine benzer ancak boyutları farklı modellerle vurguladığı günümüzde Mercedes de araçlarında benzer yüzler kullanırken özellikle son seride C ve S Serileri’nin benzerliği neredeyse şaşırtıcı derecede. Ancak bu benzerliğin dışında kalan bir seri de mevcut; en azından şimdilik.
Mercedes’te W210 kasa kodlu E Serisi 1995’ten beri abi ve kardeşinden farklı, yuvarlak farlı yüzüyle daha farklı zevklere hitap eden bir model. 2002 yılında W211 koduyla güncellenen otomobil yine ikişer çift yuvarlak farını korurken tasarımı daha kıvrımlı hatlara kavuşmuştu. W212‘de birbirinden ayrı ikişer çift far dursa da bunlar yuvarlaklıklarını kaybettiler, ve son olarak kasanın 2013’te makyajlanmasıyla birbirinden ayrı farlar da yerini LED ile ayrık görünümü verilmiş yeni nesil farlara bıraktılar.
Mercedes şimdi kamuflajlı fotoğraflardan görüldüğü kadarıyla serinin bu özgünlüğünden sıkılmış görünüyor. 2016 yılında piyasaya çıkacağı düşünülen W213 İskandinavya’daki soğuk ortam testleri esnasında görüntülenmiş.
Aracın şimdiki serinin aksine kavisli tavanı, önde nispeten biraz daha küt burnu ve arkaya doğru yükselip alçalan eğimli bel çizgisi güncel S ve C Serileri’ne büyük benzerlik taşıyor. Her ne kadar kamuflajlı olsa da bagaj kapağının şekli ve arka far tasarımı diğer iki seriyle büyük benzerlik içerir şekilde ve serinin kendine has tasarım dilinden vazgeçildiğini gösteriyor. Aracın ön yüzündeki farlar da nispeten markanın diğer lüks sedanlarına benzese de LED’lerle yine ikişer çift far görünümü verilip aracın en azından yüzünde özgün bir karakter şekillenecek mi bunu daha sonraki kamuflajsız görüntülerde görmek mümkün olacak.
Sportif otomobilleriyle kendine has bir tarzı olan İngiliz firma Lotus, Exige S modelinde artık otomatik şanzıman seçeneği de sunacağını açıkladı.
Bugüne kadar 6 ileri manuel şanzımanla gelen araç yine 6 ileri vitese sahip otomatik bir şanzımanla da alınabilecek. Orta konsolda herhangi bir vites kolu bulunmazken park, sürüş, boş ve geri vites seçenekleri ayrı düğmelerle bu kısma alınmış. Manuel kullanım içinse direksiyonun yan tarafında bulunan metal kulakçıklar kullanılabiliyor. Şanzımanın vites yükseltme süresi 240ms olarak açıklanmış.
BMW’nin 2008 yılında yeni modelini piyasaya sürüp bulunduğumuz tarihe kadar ufak makyajlarla güncellediği üst sınıf temsilcisi 7 serisi, testlerdeki görüntülerinin ardından ilk kez kamuflajsız olarak yakalandı.
S (sport) ve RS (racing sport) takılarıyla gayet başarılı spor otomobillere imza atan Audi, RS serisini yeni bir Coupe Sport modelle süsleyeceğini duyurdu.
Aracın dış görünümünde 20 inç çapında 5-v şeklinde jantlar dikkat çekerken kırmızı fren kaliperleri de tasarıma katkı sağlıyor. Kendisine özel “Daytona Gray” ve “Nardo Gray” renklerde tercih edilebilecek modelin iç mekanında da iki renkli tasarım dikkat çekerken koltuklarda, kapı içlerinde ve deri dikişlerinde kırmızı renk bolca kullanılmış. Metal parçalar, deri kaplı direksiyon ve vites topuzu oldukça şık görünüyor.
ABD pazarına ve sadece 75 adet sunulacak olan modelde standart modelde olduğu gibi 450 beygir gücünde 4,2 litre V8 atmosferik motor kullanılırken 7 ileri S tronic şanzıman, 4 tekerlekten çekiş sağlayan Quattro ve kalkış kontrol sistemi de gücün yere aktarımından sorumlu. Araç 0-100km/sa hızlanmasını 4,5 saniyede tamamlarken yasalar gereği azami hız 280km/sa ile sınırlandırılmış.